Black Swan (Siyah Kuğu - 2010) Film İncelemesi - Fikirleo

Black Swan (Siyah Kuğu - 2010) Film İncelemesi

 


Siyah Kuğu (Black Swan) Darren Aronofsky tarafından 2010 yılında çekilmiş bir psikolojik gerilim ve drama filmidir. Filmin senaryosu Mark Heyman, Andrés Heinz ve John J. McLaughlin tarafından, hikâyesi ise Andrés Heinz tarafından yazılmıştır. Filmde başrol Natalie Portman ile beraber Vincent Cassel, Mila Kunis, Barbara Hershey ve Winona Ryder rol almaktadır. Bu filmdeki üstün performansıyla Natalie Portman, 2011 yılında ‘Başrolde En İyi Kadın Oyuncu’ dalında Oscar ödülü de dahil olmak üzere birçok ödül kazanmıştır. Film aynı yıl Akademi Ödülleri'nde de yer almış; Yılın En İyi Filmi, En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü Yönetmenliği dallarına aday gösterilmiştir. Siyah Kuğu’nun kazandığı 98 ödül ve 277 adaylıkla çok başarılı bir film olduğunu söylemek yanlış olmaz.


Black Swan'ı yönetmeden önce Darren Aronofsky, filmografisindeki PI ve Bir Rüya İçin Ağıt (Requiem for a Dream) gibi filmlerle bağımlılık ve bağımlılığın insanlar üzerindeki gücüne değindi. ‘Requiem for a Dream’ ile Aronofsky, uyuşturucu bağımlılığının insanları nasıl değiştirebileceğini ve hayatlarını nasıl mahvedebileceğini; PI ile de bir matematikçinin Pi sayısının gizemini çözmek için oluşturduğu takıntıyı ve sonucunda zihin sağlığını kaybedişini gösterdi.


Siyah Kuğu’da bir balerinin  hayatına ve onun mükemmelliğe olan takıntısına, hayallerine ulaşmak için kendini nereye kadar zorlayacağına bakıyoruz. Filmin konusundan biraz bahsetmek istiyorum. Filmin ana karakteri çok yetenekli, genç ve güzel bir balerin olan Nina Sayers (Natalie Portman). Eski bir balerin olan annesi Erica (Barbara Hershey) ile birlikte yaşıyor. Nina'nın dans ettiği yerin yöneticisi Thomas Leyor (Vincent Cassel), Kuğu Gölü balesinin yeni sezonu için Beth (Winona Ryder) adlı eski bir balerin olan başrolü değiştirmeye karar verir ve yeni Kraliçe Kuğu için de seçimi Nina olur.


Leyor’un prodüksiyonunda başrol, balenin her iki Kuğusunu da icra edebilmelidir; saf ve masum olan Beyaz Kuğu ve uğursuz ve şehvetli olan Siyah Kuğu. Nina, Beyaz Kuğu rolü için mükemmeldir, ancak Siyah Kuğu'yu canlandırmakta zorlanır. Bu arada, San Fransisco'dan gelen yeni bir balerin olan rakibi Lily (Mila Kunis), Siyah Kuğu’yu  Nina'dan çok daha iyi temsil edebiliyordur ve dansıyla Thomas'ı etkilemeyi başarmıştır. İki genç balerin yakınlaşırken ve Nina mükemmel Kraliçe Kuğu olmaya kafayı takarken Nina gerçeklik algısını kaybetmeye başlar. Vücudunda kuğu kanatlarının büyümesi ve Lily ile cinsel ilişkiye girmesi gibi yoğun ve uzun süren halüsinasyonlar görür. Zamanla Nina’da, Lily'nin Kuğu Kraliçe rolü için peşinde olduğuna dair paranoyak düşünceler oluşur.


Filmin açılış sahnesinde, siyah bir ekranda Kuğu Gölü'nün açılış kısmını dans eden Nina’yı görüyoruz. Sonraki sahnede, oturma odasında Nina esneme hareketleri yaparken ve annesine gördüğü rüyayı anlatırken bu ilk dans sahnesinin Nina'nın gördüğü bir rüya olduğunu öğreniyoruz. Bu açılış sahnesinin film için çok önemli olduğuna inanıyorum çünkü bu Kuğu Gölü balesinin önsöz kısmının dansı.



Daha sonra dans stüdyosundaki büyük prova sahnesinde Thomas, Kuğu Gölü masalını anlatarak filmde neler olacağına dair bir gönderme yapıyor. Bu sahnede, Thomas'ın çarpıcı bir ayna görüntüsü var, yansıması ikiye bölünüyor, tam da oyunun yeni başrolünün hem Beyaz Kuğu hem de Kara Kuğu oynamak için gerekenlere sahip olması gerektiğini anlatırken. Bir bakıma bu sahne bize filmin ana temasını anlatıyor.



Film sırasında dikkatimi çeken bir diğer şey de Lily'nin sırtındaki dövmesi : birbirine simetrik çizilmiş bir çift zambak. Bence Lily’nin dövmesi çok iyi düşünülmüş bir tasarım. Ayrıca yıllarca bale okulunda çalışan annemden öğrendiğim bir diğer güzel detay da balerinlerin sırtlarının performans sırasındaki görünüşleri için önemli olması. Film boyunca Nina'nın sırtını kaşıdığı görülüyor ve spakulasında bazen tekrar kanamaya başlayan kırmızı çizikler var. Gerçekte balerinlerin vücutlarının görünen kısımlarında dövme yapması pek olağan olmasa da, Lily'nin sırtında bir zambak dövmesiyle kişiliğini ve özgür doğasını sırtında  ifade ederken, Nina mükemmeliyetçi doğasının neden olduğu stres nedeniyle aynı yerde yaralar açıyor.



Aynalar ve ikiz görüntüler  film boyunca tekrarlanan ögeler. Filmdeki çoğu dans provaları sırasında pek çok ayna görüyoruz. Dans pratiği sırasında dansçıların hareketlerini izlemeleri için genellikle aynalar kullanılıyor. Ancak filmde aynanın kullanımı bu tekniksel yaklaşımla sınırlı değil; aynalar, Nina'da meydana gelen iç mücadeleyi yansıtan mecazi araçlardır.

İzleyicinin heyecanını ve merakını canlı tutan, gerilimi düşürmeyen Black Swan’i, psikolojik gerilim izlemeyi seven okuyucularımıza tavsiye ediyorum.


SİMANUR ATEŞ








Yorum Gönder

0 Yorumlar