Merhaba değerli okurlarımız,
Bu yazımızda sanat tarihinin önemli bir eserinden ve onun arkasındaki ilginç hikayeden bahsedeceğiz.
İyi okumalar!Hikaye kısaca şöyle; İkinci kuşak tanrılarının başındaki Kronos (Roma Mitolojisi’nde Satürn olarak geçer.) kendi çocuklarından biri tarafından tahttan indirileceğini ve gücünü kaybedeceğini bir kehanetle öğrenir. Kronos da kendi babasını, göklerin tanrısı Ouranos’u (Roma Mitolojisi’nde Uranüs) tahttan indirdiği için bu kehanetin gerçekleşecek olması onu çılgına çevirir ve doğan çocuklarını diri diri yemeğe başlar. Efsaneye göre Kronos doğan üç kızını ve iki oğlunu yemiştir. Kronos’un eşi Rhea son oğulları Zeus’u (Roma Mitolojisi’nde Jüpiter) Kronos’tan saklar ve Zeus yerine ona kundağa sarılmış bir taş parçası verir. Gözü dönen Kronos hiç dikkat etmeksizin taş parçasını da yer. Efsaneye göre uzak bir adada büyüyen Zeus, yıllar sonra babasının karşısına çıkar, onu yener ve tahta geçer. Babasının karnından kardeşlerini de çıkaran Zeus, üçüncü kuşak Yunan Tanrılarıyla birlikte Olimpos Dağı’nda hüküm sürer.
Bazı sanat tarihçilerine göre; Goya bu eseri, Rubens'in (1577-1640) aynı isimli tablosundan esinlenerek ortaya çıkarmıştır. Tablolar arasında benzerlik olmasına rağmen iki tablo arasında birtakım farklar vardır. Bunlardan biri; Rubens Kronos’u net ve kendinden emin bir şekilde çocuğunu yerken resmetmiş, oysa Goya Kronos’u kendinden geçmiş ve ne yaptığını bilmez bir şekilde davranırken resmetmiştir. İkinci fark ise; Rubens tablosunda daha büyük bir çocuk çizmiş, Goya ise çok küçük hatta ne olduğu tam belli olmayan bir çocuk çizmiştir.
0 Yorumlar