Var olmayan bir kolu hissetmeniz mümkün müdür ? Var olmayan elinizle insanlara el salladığınızı, parmaklarınızı kullanarak sayı saydığınızı hayal edebiliyor musunuz ? Veya olmayan bacağınıza kramp girebilir mi ? Tüm bu soruların cevabı Psikoloji, Nöroloji ve Nöropsikoloji alanları tarafından “Evet” olarak belirlenmiştir.
Bu duruma “Hayalet Uzuv Sendromu”, İngilizce adıyla “Phantom Limb Syndrome” denir. Tanım olarak Hayalet Uzuv Sendromu; bireyin bir uzvunun kesilmesi durumunda, artık orada olmayan ve dolayısıyla vücudu ile bağlantısı bulunmayan uzvunu, vücudu ile bağlantılıymış gibi hissetmesi durumudur. Artık var olmayan ama hissedilen bu uzuvlara da “hayalet uzuv” denir.
Hayalet Uzuv Sendromu yaşayan bireyler, hayalet uzuvlarında birkaç hissi deneyimleyebilir:
-hareket
-sıcaklık
-basınç
-kaşıntı
-ağrı/kramp
Bu hislerden en yaygını ağrıdır. Uzuv alınmadan önceki ağrı miktarı ile uzuv alındıktan sonraki, yani uzuv hayalet olduktan sonraki ağrı doğru orantılıdır.
Bu sendrom ile ilgili yürütülen araştırmalardan en ön plana çıkanı Nörobilimci Vilayanur Ramachandran’ın yürüttüğü çalışmalardır. Ramachandran, iç organlarımız da dahil vücudumuzun her parçasının hayalet olabileceğini öne sürmüştür. Konuşmalarında belirttiğine göre, rahmi alınmış bir kadın hastası her ayın belirli zamanlarında adet sancısı çekiyordu, yani hayalet bir rahmi vardı. Ramachandran’ın çalışmaları, hayalet uzuv sendromunun bir algı bozukluğu olduğunu ileri sürüyor. Her insanın kendi bedeniyle ilgili bir algısı vardır. Bedene gelen herhangi bir zarar, beden algısını da etkiler. Birey, sahip olduğu beden algısını değiştirene kadar, kesilen uzvu varkenki beden algısı ile hayatına devam eder. Beyin uzuv varmış gibi vücuda sinyal gönderir ancak vücut bu sinyale cevap veremez çünkü uzuv aslında yoktur. Bu durum beyin ağında karmaşalara yol açar.
Sendromla ilgili ilginç bir vaka, yine Ramachandran tarafından, kendisine ait “The Tell-Tale Brain” adlı kitabında belirtilmiştir:
Sendroma sahip olan Victor isimli bir bireyin dirseğinden aşağı bir kolu yoktu. Doktor, Victor’un vücudunun bazı bölgelerine dokunup Victor’a bu dokunuşu vücudunda nerede hissettiğini sordu. Yüzünün sol tarafına dokunduğunda, Victor bu dokunuşu kesilen kolunda hissettiğini iddia etti. Bu nedenle, doktor Victor’un yüzünde, kesilmiş kolunun bir haritası olduğunu fark etti. Sonra doktor bu haritayı Victor'un yüzüne resmetti. İşte o harita:
P:Küçük Parmak T:Baş Parmak I:İşaret Parmağı B:Baş parmağın etli kısmı
İşin ilginç ve bir o kadar da güzel yanı, Victor bu harita sayesinde hayalet uzuv olan alt kolunda nerede kaşıntı hissediyorsa, yüzünün ilgili bölümünü kaşıyarak rahatlamıştır.
Tedavi Yöntemleri:
1. Mirror Box (Ayna Kutusu): Sendrom ile ilgilenen öncü Nörobilimci Ramachandran tarafından bulunmuş olan bu yöntemde, hastanın ampute edilmiş uzuvları ve sağlam uzuvları şekildeki gibi ortada ayna bulunan kutuya yerleştirilir ve hastadan sağlam uzva bakması, bu sağlam uzvu ile egzersizler yapması istenir. Bu yöntem hastaya kaybettiği uzvunun da egzersiz yaptığını hissettirir. Birkaç seanstan sonra hastanın ağrı seviyesi azalır.
2. Yapay Zeka: Bu sistemde yapay zeka sayesinde hastalar kayıp uzuvlarının sağlam görüntüsünü ekranda görebilir. Beyin sinyal verdiğinde o sinyal ekrandaki uzuv görüntüsüne iletilir. Böylece hastanın beyni doğru talimatlar verir ve sinir uçlarının çalışmasını sağlar. Bu, hastanın beynin bu hareketsiz alanlarını uyarmasına ve yeniden etkinleştirmesine izin verir.
BİRCE NİSA TÜRKER
KAYNAKÇA:
The Tell-Tale Brain - V.S. Ramachandran
www.curiosity.com
www.britannica.com
www.webmd.com
0 Yorumlar