Janis Rozentāls, 1866 - 1916 yılları arasında yaşamış, Letonyalı ünlü bir ressamdır. Bu yazımızda, 1897 yılında Art Nouveau stilinde yaptığı bir tablo olan “Nāve” (Ölüm) tablosundan bahsedeceğiz. Tablonun ismine baktığımızda içeriğini anlayabiliyoruz. Ancak ilk bakışta Letonya kültürüne ve mitolojisine yabancı olanlar için beyazlar içindeki kadının ölümü temsil ettiğini düşünmek kolay olmuyor.
Leton mitolojisinde ölümü simgeleyen tanrıça Nāve, “Vełu māte” yani “ölümün annesi” olarak geçmektedir. Bu tanrıça figürü aynı zamanda “Zemes māte” yani “Dünya’nın Annesi” olarak da adlandırılmaktadır ve beyazlar giyen, elinde bir orak taşıyan bir kadın figürü olarak betimlenmektedir. Beyaz giyinen, güzel yüzlü bir ölüm meleği fikri medyada daha yaygın olan, siyahlar içinde, yüzünün olması gereken yerde karanlık bir boşluğun veya kurukafanın olduğu ölüm meleği tasviriyle çelişmekte ve bu kültüre alışık olmayan insanlar için ölüme ve onun temsiline farklı bir gözle baktırmaktadır. Ancak Leton kültürü ve mitolojisine alışık olanlar için beyaz rengi; ölümü, yeniden doğumu ve ölülerin dünyasını sembolize ettiğinden ve Nāve’nin temsiline alışık olduklarından onlarda bu çelişkinin verdiği kafa karışıklığını uyandırmayacaktır ve bu tabloyu inceleyen Letonyalı biri için resimde olanları anlamak çok daha kolay ve hızlı olacaktır.
Tablodaki diğer detayları incelediğimizde, Nāve’nin toprak üzerinde yalınayak oluşu, ölümün doğa ile teması olan bir olgu olduğunu, doğanın bir parçası olduğunu ifade etmektedir. Mitolojide de doğa, Nāve için çok önemli bir yapıdır çünkü o aynı zamanda dünyanın da annesidir. Tablonun yaz mevsimi içinde geçiyor oluşunu, yeşiller içindeki ormandan ve açık renk, kısa kollu giyinmiş anneden yorumlayabiliriz. Leton mitolojisinde ölülerin dünyasının kapıları bir ormanın içinde bulunmaktadır ve tablonun da ağaçlık bir alanı resmediyor oluşu bize yeniden doğa ve ölüm arasındaki mitolojinin bahsettiği iç içeliği yansıtmaktadır. Bunlarla beraber, bebeğini kucağında tutan annenin yüzündeki sert, kızgın ifade ve çocuğunu sıkı kavrayışı onun içinde bulunduğu ruh halini ortaya sermektedir.
Tablodaki birkaç detaydan Leton mitolojisi bilgimiz olmasa da, içeriğini anlayabilmemiz için gerekli ip uçları bu noktada devreye giriyor: annenin çocuğunun alnını öpen kadına karşı yüz ifadesi ve kadının elindeki orak. Orak, başka inançlarda da ölüm meleğinin yaşamı kesme ve ruhu alma aleti olarak nitelendirildiği için evrensel diyebileceğimiz bir sembol olarak karşımıza çıkıyor. Bebeğin kıpırtısız, sağlıklı annesinin teninden çok daha beyaz yüzüne baktığımızda ifade edilen gerçekliği kavramamız kolaylaşıyor.
Tablodaki ışık ve renkler, gözlemleyeni tablonun ana karakteri diyebileceğimiz Nāve’ye çekiyor. Her şey yerli yerinde, sakin ve huzurlu bir etki uyandırıyor üzerimizde. Doğanın annesinin, aynı zamanda ölümün annesi oluşu ile, doğanın içinde bulunan yaşam ve ölüm gerçeğinin beraberliğini gözler önüne seriyor.
SİMANUR ATEŞ
https://timelessvirtuart.wordpress.com/2020/06/10/nave/
https://en.wikipedia.org/wiki/Janis_Rozent%C4%81ls
https://tr.wikipedia.org/wiki/Leton_mitolojisi
0 Yorumlar