Bir yaşantı biçimi olarak anda kalmak veya Horatius’un
deyişiyle “carpe diem” ya da psikoloji nomenklatürüyle “mindfulness”, şimdiki
zaman hakkındaki duyumu algılamamızın gerekliliğini savunulduğu görüşlerin
bütünüdür. Bazı anlar vardır ki, an duyumsanamaz olur ve zaman-mekan
bağlamından uzaklaşır, bağımsız bir bölgede takılı kalırız ve anda kalış
işlevini yitirir hale gelir. Bu anlardan biri de takıntılarımızla ve
tiklerimizle boğuştuğumuz zamanlardır. Bu yazımızda da takıntı ve tiklerin
yoğun yaşandığı bir sendrom olan Tourette Sendromu’ndan bahsedeceğiz.
Tourette Sendromu Nedir?
Tourette Sendromu, nörolojinin babası olarak kabul
görülen ve psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’un da hocalığını yapmış olan
Jean Martin Charcot’un öğrencilerinden Fransız nörolog Georges Gilles de la
Tourette tarafından 1885 yılında keşfedildi. Tourette Sendrom’u genellikle
çocukluk çağından itibaren 5-10 yaş arası çocuklarda nörobiyolojik/nörokimyasal
semptomlar ile kendini gösteriyor ve teşhisi için henüz özel bir test bulunmamakla
birlikte rahatsızlık gözlemlere dayanarak tespit ediliyor.
Tourette Sendromu Belirtileri
Hastalığın görülme sıklığı 10000’de 4-5’tir.
Erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha sık gözlemleniyor. Sendromun en belirgin
özellikleri ise şunlardır:
· Tikler
ve ani, hızlı hareketler sergilemek
· Gerginlikle
beraber aşırı enerji hali
· Garip
hareketlerde bulunmak
· Fikirlerin
aşırı ölçüde üretilmesi
· Enteresan
oyunlara ve maskaralıklara meyletme
· Muzip
bir mizah anlayışı
· Gelişmiş
reflekslere sahip olma
· Yapmacıklık,
yüz ekşitme
· Gürültü
çıkarma eğilimi
· Küfre
meyletme (koprolali)
· Zamansız taklitlerde bulunma
Tourette Sendromu’nun Ortaya Çıkışı
Tourette Sendromu, beynin bazal gangliyon kısmında yer
alan anormalliklerden (dopamin eksikliği) kaynaklandığı düşünülen kalıtsal
nörokimyasal bir rahatsızlıktır. Tekrarlayan davranışların ve aşırılıkların
barındığını fark eden Tourette, hastalığı tarif ederken organik temelli bir ele
geçirilme olarak nitelendiriyor. Başlangıçta teşhis etmesi oldukça zor olan bu
sendrom, o dönemin toplum yapısında bir sivrilmeye neden olmadığından bu
hastalığa sahip bireylerin tahammül edilebilir seviyede olduğu savı
desteklenmiştir. Hatta çağrışım ve yaratıcılığı hızlandıran yanından ötürü olumlu
bile karşılanmıştır. Hastalığın bireyi ele geçirmesi ve kişinin ona rahat bir
kişilik yapısı ile ayak uydurması “şey” ile “ben” arasındaki savaştan dolayı
gerçek bir kimliğe sahip olmasını engellemiştir. Böylece sendrom kendini belli
etmeye başlamıştır. Tourette Sendromu’nun en önemli özelliklerinden biri de
hastalığın yaygın olmasına karşın fark edilmesinin zor olması, bir kez fark
edildiğinde de kolayca ve sürekli fark edilmesidir.
Tourette Sendromu’na Sahip Ünlüler
Wolfgang Amadeus Mozart: 35 yıllık yaşamına 626 ölümsüz eser bırakmış olan ünlü klasik müzik dâhisi Mozart için arkadaşı James McConnel “Mozart, yazdığı notaların önce yoğun bir karmaşa içinde sürmesine izin verip sonra da her şeyi kontrol altına alıyordu” diyor.
·
David Beckham: Modern
futbolun ikonlarından ve duran topların ustası olan Beckham, obsesif kompulsif
bozukluk ile beraber Tourette Sendromu’ndan da muzdarip bir yaşantı sürüyor.
·
Billie Eilish: Sanatçı
hastalığı da denen sinesteziye sahip olarak doğan Eilish, Z kuşağında doğmuş
bir birey olsa da tavırları, hareketleri ve yaşam stiliyle oldukça farklı bir
mizaca sahip ve Tourette Sendromu’ndan muzdarip ünlülerden birisi.
Tourette Sendromu Hakkında Daha Fazlası
·
Obsesif kompulsif bozukluk, dikkat
eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, otizm spektrum bozukluğu ve parkinson
gibi hastalıklara sahip olmak Tourette Sendromu’na yakalanma olasılığını
arttırıyor.
·
Tourette Sendromu genellikle 5-8 yaşları
arasında başlar ve onlu yaşların sonu veya yirmili yaşların başında etkisini
yitirir.
·
Tourette Sendromu’na sahip bireyler L-Dopa
veya Haloperidol etken maddeli ilaçlar ile tedavi görür.
·
Orta Çağ’da Tourette Sendromu’na sahip
olmak Katolik Kilisesi tarafınca cadı olarak nitelendirilmeye neden oluyordu.
0 Yorumlar